Sendikalar işçi sınıfının çıkarlarını savunuyor mu?

Petroleuse
3 min readFeb 18, 2021
Sybil Andrews, Sledgehammers, 1933

Bildiğimiz üzere, Kadıköy Belediyesinde çalışan 2300 işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşma sağlanamayınca grev başlattı. Bugün alınan habere göre, DİSK yöneticileri, işçilerin kararlarını hiçe sayarak patronlarla masaya oturdular ve grev kırıcı işlevlerini yerine getirdiler. Bu olaylar, sendika tartışmalarını ve “sendikalar işçi sınıfının çıkarlarını savunuyor mu?” sorusunu yeniden gündeme getirdi. Komünistler bu soruyu, işçi sınıfının sinsi düşmanları olan sendikalara karşı mücadele ederken defalarca yanıtlamıştır:

“Sendikalar bugün artık işçi örgütleri değil, aksine burjuva devlet ve burjuva toplumunun en güvenilir koruyucuları haline gelmişlerdir. Dolayısıyla sosyalizm mücadelesinin önlenemez biçimde sendikaların yıkımı için bir mücadele gerektirdiği açıkça ortadadır.” (Rosa Luxemburg, 1919)

Açık mücadele dönemleri içerisinde sendikaların gerici, proleter karşıtı niteliğini kabul eden “solcular”; bu dönemler dışında, sendikaların patronlara karşı işçi sınıfının çıkarını savunduğunu iddia ederek sermaye destekçilerinden farklı bir şey yapmazlar. Sendikaların bir tek sınıf karakteri vardır, bunu da en iyi grev kırıcılığı ortaya koyar. Bugün Kadıköy belediyesi işçilerine yapılan da budur: işçi sınıfının karşısında, sermayenin yanında yer almak.

“Mücadele dönemleri dışında oynadıkları, toplu iş sözleşmeleri, çalışma hakkı talepleri ve emek sömürüsünü yöneten bir dizi kural kılığında kendilerini sınıfın savunucuları olarak öne sürdükleri savunmacı komedi, sendikaları, sermayeye karşı sınıfın temsilcileri değil, işçi sınıfının sömürüsünün normal ve günlük işleyişini kolaylaştırmaktan sorumlu sermaye görevlileri yapar… İşçi mücadelesinin sabote edilmesi ve kapitalist sömürü çerçevesinde işçilerin resmi temsili, çöküş dönemindeki kapitalizmin etkisi altında sendikaların iki farklı işlevi değildir. Bunlar aynı proleter karşıtı işlevin iki yönüdür.” (ICC, 2005)¹

İşçi sınıfının koşullarını iyileştirdiğini savunan sendikaların bu iddiası yanıltıcıdır, çünkü kapitalizmin çöküş döneminde reformlar mümkün değildir.² Reformlar mümkün olmadığı için sendika kendisini meşrulaştırmanın yollarını arar, bu arayışın sonunda devlete eklemlenerek kapitalizmin muhafızı haline gelir. Sendikalar, Gorter’in Lenin’e açık mektubunda da ifade ettiği gibi iş, statü düzeni, hiyerarşi gibi özellikleri bakımından devlet ve onun bürokrasisi ile benzerlik gösterirler; işçi sınıfına yabancılaşmış, kendisine isyan edilmesi gereken bir iktidar haline geldiklerini, sınıfı temsil etmediklerini dönem dönem işçilerin sendikanın kararlarını tanımayarak greve gittiği örneklerde de görebiliriz.

“Devlet, işçi örgütlerinin biçimlerini (sendikaları) işçileri daha iyi bastırmak ve yanıltmak için korumaktadır. Sendikalar devlette bir dişliye dönüşmüşlerdir ve böyle olunca da üretkenliği geliştirmek, yani emek sömürüsünü arttırmak derdine düşmüşlerdir (…) Eski içeriklerinden arındırılmış biçimde, fakat biçimlerini değiştirmeden, sendikalar devlet kapitalizminin ideolojik baskı aygıtlarına, emek gücünün kontrol altında tutulmasının araçlarına dönüşmüşlerdir.” (Fransız Komünist Solu, 1952)

İşçi sınıfı tarafından kapitalizmin bütününe karşı bir mücadele için; sınıfı tamamen etkisiz mücadele biçimleri içine hapseden, gerçek bir sınıf mücadelesinin üstünü örten ve mücadelenin genelleşmesini engelleyen sendikaların ortadan kaldırılması gerekir. Kapitalizmin günümüzdeki koşullarını göz önünde bulundurmadan, işçi sınıfının mücadele yöntemlerinin sınıf karakterini isabetli olarak belirlemek mümkün değildir. Sendikalar için de aynısı geçerlidir. Sermaye ile işçi sınıfının karşı karşıya geldikleri her durumda, sermayenin yanında yer alarak kendi sınıf karakterini açıkça belli eden sendikalar, bugün geçerli mücadele araçları değildir. Kapitalizmin çöküş döneminde devrimci sendikaların var olması mümkün değildir, bağımsız sendikalar olarak ortaya çıkan yeni sendikalar da bu eleştirilerden muaf tutulamazlar, bunların hepsi eninde sonunda düzenin koruyucuları haline gelecektir.

İlgilisine okumalar:

-Açık mücadele dönemleri haricinde proletaryanın örgütlenme şekillerine dair bir yazı için: https://tr.internationalism.org/duenyadevrimi/201207/398/acik-muecadele-doenemleri-haricinde-proletaryanin-oerguetlenmeleri-isci-gru

-Sendikalara tarihsel bakış ve yakın dönemdeki sınıf mücadelelerini inceleyen bir diğer yazı için: https://tr.internationalism.org/duenyadevrimi/201301/438/tarihsel-olarak-sendikalar-ve-guencel-sinif-muecadelesi-dinamiklerini-anlam

-Sendikalar: Dünün İşçi Örgütleri, Bugün Sermayenin Araçları: https://tr.internationalism.org/platform/chap07

--

--